TRANSPERİNEAL PROSTAT BİYOPSİSİ NEDİR, NASIL YAPILIR
Transperineal prostat biyopsisi (TP biyopsi), son dönemde gündeme gelen ve prostat biyopsisinde ilk tercih edilmesi gereken yöntem olarak belirlenen prostat biyopsisi yöntemidir. Prostat biyopsisinde yıllardır standart olarak kullanılan transrektal ultrasonogafi (TRUS) eşliğinde biyopsiden en büyük farkı, TP biyopside biyopsi iğnesinin makatın içine girmemesi, tamamen steril ve temiz bir şekilde ciltten içeri girmesidir. TRUS ile rektal yoldan yapılan prostat iğne biyopsisi, biyopsi iğnesi makat bölgesinden geçtiği için, enfeksiyon riski taşır. Uluslararası yayınlara göre, TRUS biyopsi sonrası ciddi enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatma riski %1-5 arasında değişmektedir. Ek olarak, bu enfeksiyonlara engel olmak için, TRUS biyopsi öncesinde her hastaya koruyucu (profilaktik) antibiyotik tedavisi verilmektedir. Bu da, hem hasta hem de toplum bazında antibiyotik direncinin artmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca her yıl yapılan binlerde prostat biyopsisi öncesinde hastalara verilen bu antibiyotikler, sağlık sistemimize ciddi bir yük yaratmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu nedenler dolayısıyla, Avrupa’da yayımlanan üroloji kılavuzları, prostat biyopsilerinin artık Transperineal yolla yapılmasını önermektedir.
TP biyopsi “temiz prostat biyopsisi” olarak da adlandırılır. Bunun nedeni, TRUS biyopside iğne makattan geçerken, TP biyopside makata hiç girmemesidir. TRUS biyopsi öncesi lavmanla makat temizliği yapılsa da, makattan geçen iğne mutlaka dışkı artıklarına bulaşmakta ve prostata bulaşık halde girmektedir. Oysa TP biyopside iğne makata girmediğinden, vücudun içine ve prostata tamamen steril halde ulaşmaktadır. TP biyopsi, yani temiz prostat biyopsisi, güvenli ve kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Yaklaşık 20 dakika süren, lokal anestezi ile yapılabilen, hastanın çok az ağrı hissettiği, hastanede yatış gerektirmeyen, günübirlik bir işlemdir.
TRANSREKTAL ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE PROSTAT BİYOPSİSİ KİME YAPILIR?
Prostat kanseri, genellikle ileri döneme kadar hiç bulgu vermeyen bir hastalıktır. Bu yüzden 50 yaşın üzerindeki erkeklerin senede bir kez PSA adı verilen kan tetkikini yaptırmaları ve parmakla rektal muayene için Üroloji doktoruna gitmeleri önerilmektedir. Prostat kanserinde en sık görülen bulgu PSA’da yükselmedir. Ayrıca parmakla muayenede sertlik hissedilmesi de prostat kanseri şüphesi yaratır. Bu durumlardan biri tespit edildiğinde, prostatta kanseri şüphesi ortaya çıkar. PSA’da yükselme sadece prostat kanserinde olmaz. İyi huylu prostat büyümelerinde ve prostatit adı verilen prostat iltihaplarında da PSA yükselebilir. PSA’nın niye yükseldiğini anlamanın ve prostat kanserini tespit etmenin en kesin yolu TRUS eşliğinde alınan prostat biyopsisidir. Ancak, son yıllarda Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) teknolojisindeki büyük ilerlemeler sayesinde, daha önceden tespit edilemeyen prostat kanseri odakları artık görülebilmeye başlandığından, PSA’sı yüksek olan hastalarda biyopsiden önce prostat MR’ı istenmektedir.
Prostat kanserini saptamak için çekilen MR’ın adı; multiparametrik prostat MRG’dir. Özel bir MR tetkiki olup, mutlaka gerekli zaman ayrılarak, detaylı ve standartlara uygun bir şekilde çekilmelidir. Bu özel MR’ın raporlanmasının da, bu konuda tecrübeli Radyoloji uzmanları tarafından yapılması önerilmektedir. MR’da kanser şüphesi yaratan bir odak görülürse, prostat biyopsisi yapmak gerekir. Ne yazık ki multiparametrik prostat MR’ı tüm prostat kanserlerini göstermez. Bu yüzden, MR normal bile çıksa Üroloji doktorunuz yine de prostat biyopsisi yapılmasını isteyebilir. Peki, o zaman neden biyopsi öncesi MR çekiliyor? Bunun cevabı şudur; eğer MR’da şüpheli bir odak varsa, biyopsi o odak hedeflenerek yapılır. Buna MR Füzyon biyopsi adı verilir. Ayrı bir yazımızda bu konuda da bilgi vermekteyiz. Eğer MR’da şüpheli bir odak olmamasına rağmen, doktorunuz prostat biyopsisi istediyse, bu durumda Füzyon biyopsi yapılamaz ve TRUS ya da TP prostat biyopsisi işlemi uygulanır.
PROSTAT BİYOPSİSİ ÖNCESİ HAZIRLIK
TP biyopsi sırasında biyopsi iğnesi makatın içinden geçmez. Bu yüzden makattan içeri mikrop taşınmasına bağlı idrar yolu enfeksiyonu veya sepsis adı verilen kana mikrop yayılması olayı çok nadiren görülür (%1’den az). TRUS biyopsiden önce bu enfeksiyonlara engel olmak için hastalara verilen antibiyotiklere de TP biyopsi öncesinde gerek yoktur.
Ayrıca, TRUS biyopsi uygulanan rektal lavman işlemi ile makat bölgesi temizliğine de TP biyopsi öncesinde gerek duyulmamaktadır.
Tüm bu önlemlere rağmen, her steril cerrahi işlemde olduğu gibi, TP biyopsi hastalarında da çok nadiren enfeksiyon gelişebilmektedir. Biyopsi öncesi doktorunuzla görüşürken, son aylarda hangi antibiyotikleri kullandığınızı, vücudunuzda protez takılı olup olmadığını ve kalp kapak değişimi gibi ameliyatlarınız varsa bu konularda mutlaka bilgi veriniz. Bu durumlarda ek antibiyotiklerin verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, düşük doz aspirin dışında kan sulandırıcı kullanıyorsanız, bunların biyopsiden 5-7 gün önce kesilmesi tercih edilmektedir. Mutlaka bu konuda da doktorunuza bilgi veriniz.
TP PROSTAT BİYOPSİSİ (TEMİZ PROSTAT BİYOPSİSİ) NASIL YAPILIR?
TP prostat biyopsisi, yani temiz prostat biyopsisi, hastanın isteğine göre, lokal uyuşturma ile, ya da kolonoskopideki gibi sedasyon dediğimiz hafif uyutma ile yapılabilir. TRSU biyopsiden farklı olarak, temiz prostat biyopsisinde hastaya sedyeye sırtüstü yatırılır ve bacakları iki yana-yukarı doğru açılır. Biyopsi sırasında iğne makattan geçmez, ama ultrason görüntüsü almak için yine makata ince bir ultrason başlığı yerleştirilir. Doktor, kaydırıcı ve uyuşturucu özellikleri olan bir jeli hastanın makat bölgesine sürer. Daha sonra, prob adı verilen ince ultrason başlığını yavaş bir şekilde hastanın makat bölgesine yerleştirir. Hastamız kendisini gevşek bırakır ve makat bölgesini sıkmazsa, başlık hiç rahatsızlık vermeden, yumuşak bir şekilde içeri doğru ilerler. Kendisini sıkan hastalarda bile, zorlama yapılmadan yavaş davranılırsa, makat girişi bir süre sonra gevşeyerek başlığın acısız bir şekilde girmesine izin vermektedir. Çok nadiren (yaklaşık %1), makat girişinde darlık ya da yarası olan hastalarda bu aşamada ağrı olabilir. Bu durumda hastanın canını acıtarak işleme devam etmeyiz. İşlem hasta uyutularak, anestezi altında yapılır.
Başlığı makat bölgesine yerleştirdikten sonra, Ultrason’da prostat, TRUS biyopsi ultrason cihazından daha da net bir şekilde görülür. Bundan sonra, çok ince bir iğneyle perine adı verilen, makat ile yumurtalıklar arasındaki cilt bölgesine uyuşturucu ilaç verilir. Cilt uyuştuktan sonra aynı ince iğne daha içeri doğru ilerlenip, prostatın çevresine de uyuşturucu ilaç (lokal anestezi) yapılır. Böylece giriş alanı ve prostatın tamamı uyuşur ve işlemin bundan sonraki kısmını hasta en fazla sinek ısırığı gibi hafif bir acı olarak hisseder. Bu aşamada, ülkemizde çok az merkezde uygulanan, koaksiyel iğne ile biyopsi işlemini yapmaktayız. Ülkemizde birçok merkezde TP prostat biyopsisi yapılmaktadır. Ancak çoğunda, prostattan alınacak her parça için iğne perine adı verdiğimiz bölgeye tekrar tekrar girip çıkmaktadır. Bu da hem hastaya ağrı vermekte, hem de yan etki risklerini arttırmaktadır. Bu yöntemle yapılan TP biyopsi işlemleri ağrılı olduğu için hastanın uyutulması gerekmekte, bu da işlemin ücretini ve süresini arttırmakta ve anestezinin ek yan risklerini getirmektedir. Bizim uyguladığımız tek iğne yönteminde ise, koaksiyel iğne adı verilen bir iğne, uyuşturucu yapıldıktan sonra perinenin bir tarafından içeri yerleştirilir. Bundan sonraki parçalar, biyopsi iğnesi bu koaksiyel iğnenin içinden geçirilerek alınır. Böylece, ciltten sadece tek bir iğne girişi ile, prostatın bir tarafındaki tüm parçalar alınabilir. Bu yöntemde iğne ağrısı olmadığından, lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Prostatın diğer tarafı için de tek bir iğne girişi kullanılır. Böylece, sadece iki iğne girişi ile, prostatın tamamından istediğimiz sayıda parça alabilmekteyiz. Temiz biyopsi işlemi yaklaşık 20 dakika kadar sürer ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi, hastamız çok az ağrı hissederek işlemi tamamlar.
PROSTAT BİYOPSİSİNDEN SONRA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
TRUS biyopsiden sonra görülen makattan kan gelmesi TP biyopsiden sonra görülmez. Yine TRUS biyopsi sonrası görülebilen enfeksiyon riski de, TP biyopsi sonrasında çok düşüktür. TP prostat biyopsisinin olası yan etkileri şunlardır; Çoğu hastada prostat biyopsisinden sonra birkaç gün devam eden, idrarla birlikte hafif kan gelmesi, veya penis ucundan sızar tarzda damla damla kan gelmesi görülebilir. Bunlar kendi kendine geçen, tedavi gerektirmeyen ve önemsiz durumlardır. Bazı hastalarda bunlar hiç görülmezken, bazı hastalarda azalarak bir hafta kadar devam edebilir. Meni ile birlikte, ufak kahverengi kan pıhtıları da zaman zaman atılabilir. Biyopsiden sonraki bir hafta boyunca günde en az 2 litre su içilmesini önermekteyiz. Böylece içerideki kan pıhtıları rahatça atılabilir.
Çok nadir görülen, ancak tedavi gerektiren yan etki ise idrarda tıkanmadır. Biyopsi bölgesinde ve prostatta gelişen ödem veya içerideki bir kan pıhtısı nedeniyle idrarda tıkanma görülebilir. Uluslararası yayınlarda retansiyon adı verilen bu durumun TP biyopsi yapılan hastaların %5-10’unda görüldüğü yazılmışsa da, bu yüksek oranın yukarıda anlattığımız, her parça için iğnenin tekrar tekrar girip çıktığı yöntemde görüldüğü, bizim uyguladığımız koaksiyel, yani tek iğne girişi yönteminde ise %1’ler civarında olduğu bildirilmektedir. Hiç idrar yapılamaması durumunda hemen hastaneye başvurmak gerekir. Hastaya idrar sondası takılır ve iki-üç gün içinde prostattaki ödem gerileyince, sonda çıkarılır.
TRUS biyopsi sonrası hastalar banyo yapabilir. Birkaç gün yumuşak bir yastıkta oturmak rahatlatıcı olabilir. Makattan giriş yapılmadığı için, diyetle ilgili bir kısıtlama yoktur.
TRUS PROSTAT BİYOPSİSİNDEN SONRA CİNSEL İLİŞKİYE NE ZAMAN GİRİLEBİLİR?
TP prostat biyopsisi sırasında verilen lokal anestezi ilacı ve prostat bölgesindeki hassasiyet nedeniyle, hastaların küçük bir kısmında, 2-3 hafta kadar sürebilen ereksiyon-sertleşme problemleri görülebilir. Bu problem geçicidir, en fazla 1 ay içinde tamamen ortadan kalkacaktır. Çoğu hastada bu probleme hiç rastlanmaz. TP biyopsi sonrası idrarda ve menide bir miktar kanama olacağından, 4-5 gün boyunca cinsel ilişkiye girmemek tavsiye edilebilir. Bu sürede ilişkiye girmenin belirgin bir zararı yoktur, ancak partneriniz menideki kandan rahatsız olabilir.
TP PROSTAT BİYOPSİSİ PATOLOJİ SONUÇLARI NE ZAMAN ÇIKAR?
TP prostat biyopsisi ile alınan parçalar, özel kutulara konularak Patoloji laboratuvarına gönderilir. Burada boyama gibi hazırlama işlemlerinden geçtikten sonra, bu konuda uzmanlaşmış Patoloji uzman doktoru tarafından değerlendirmesi yapılır. Sonuçlar ortalama 1 haftada çıkmaktadır. Nadiren, patoloji doktoru tam teşhis koyamayıp, ek ve ileri boyama teknikleri kullanılmasını gerekli görebilir. İmmün-histokimya adı verilen bu tetkikler için hastalardan ek bir ücret alınmakta ve patoloji sonucunun çıkması 4-5 gün kadar gecikmektedir.
SONUÇ
TP, yani temiz prostat biyopsisi, önemli komplikasyon oranı düşük olan, güvenli bir yöntemdir. İşlem öncesi antibiyotik vermeye gerek olmaması, temiz giriş alanı nedeniyle enfeksiyon riskinin çok düşük olması ve biyopsi öncesi lavmanla makat temizliği gerektirmemesi nedeniyle, son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinde tercih edilen prostat biyopsi yöntemi olmuştur. Bizim uyguladığımız tek iğne girişi (koaksiyel) yöntemi sayesinde işlem lokal anestezi altında, hızlı ve ağrısız olarak yapılabilmektedir.
Konu hakkında aklınıza gelen tüm soruları, muayenehane telefon numaramızı arayarak, direkt olarak bana sorabilirsiniz.